“Kün fe yekûn” sırrıyla cümle mahlûkatı yaratmaya kadir olan Allah-ü Zülcelâl’e hamd ile. Allah’ım! Gözümüzün nûru, iki cihanın serveri Efendimiz Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) ve O’nun âline ve ashabına, salât ve selâmların en güzelini bahşeyle.

Ebû’l Hasen el-Şâzelî (rahmetullahi aleyh) şöyle anlatıyor:

“Kadir gecesi idi. Rüyamda Rasûlullah’ı (s.a.v.) gördüm. Bana şöyle buyurdu:
– Ey Ali! Elbiselerini kirden temizle ve her nefesinde Allah’ın yardımını iste!
– Yâ Rasûlullah! Elbiselerim nedir, diye sorunca şöyle buyurdu:
– Bil ki; Allah-ü Teâlâ sana beş elbise ikram etti: Muhabbet elbisesi, marifet elbisesi, tevhid elbisesi, iman elbisesi ve İslam elbisesi. Kim Allah’ı severse, Allah ona her şeyi kolay eder. Kim Allah’ı bilirse, her şey gözüne küçük gözükür. Kim Allah’ı birlerse, O’na hiçbir şeyi şirk koşmaz. Kim Allah’a iman ederse, herkes ona gönülden inanır. Ve kim de Allah’a teslim olursa, O’na hiç âsi olmaz. Âsi olsa dahi özür diler. Özür dilerse de özrü kabul olunur.

Ben bunları duyduğum zaman Allah-ü Teâlâ’nın “Ve elbiseni temizle!”¹ mealindeki kavl-i şerifinin manasını tam olarak anladım.”

Vâkıayı kitabında nakleden İmam Abdullah b. Esad el-Yâfiî Hazretleri ise şunları ekliyor:

“Rasûlullah’ın (s.a.v.) Ebû’l Hasen el-Şâzelî’ye buyurdukları şöyledir:

‘Kim Allah’ı severse, her şey ona kolay gelir.’ Çünkü seven kişi sevdiğine tamamıyla bağlanır. Sevdiği yüzünden başına bir sıkıntı gelse, sırf onun gönlünü hoş etmek için o sıkıntıya göğüs gerer. Sevgilinin yaptığı her şey de sevgilidir.

‘Kim Allah’ı bilirse, her şey onun nazarında küçülür.’ Çünkü Allah’ı bilen kimse artık Allah’ın azametini, büyüklüğünü, kibriyasını ve kudretini müşahedeye mazhar kılınmıştır. Artık mahlûkattaki her şey onun gözünde Allah’ın varlığı karşısında küçük kalır. Bundan sonra ancak Allah-ü Teâlâ’nın seçtiği, şereflendirdiği ve ikrama mazhar kıldığı peygamberlere, meleklere ve salih kullara hürmette bulunur.

‘Kim Allah’ı birler, tek olarak kabul ederse, O’na hiçbir şeyi şirk koşmaz.’ Çünkü tevhid şirke zıttır. Burada kast edilen şirk, gizli şirktir ki, onu ancak Allah-ü Teâlâ’yı çok iyi bilen ve o gizli şirkten hakkıyla sakınan kimseler bilir. Âşikâr tevhidi zaten, tevhid ehlinin avamı da havassı da bilir. Gizli şirke düşüren (hafazanallah) sebeplerden bazıları şunlardır: İnsanların içinde gösterişli bir makam edinme sevgisi, sadece mahlûkattan korkmak, sadece onlardan zarar ve fayda geldiğini sanmak, sıkıntı ve dert zamanlarında Allah’ı unutup hemen insanların yanına gitmek ve daha başka misaller gibi. Bu gibi nefsin arzu ettiği şeyler dış görünüş itibariyle dinde mubah sayılmışlardır ama ârif kullar salih niyette bulunmaksızın bunlardan birini işlediklerinde bulundukları manevi makamdan indirilmişlerdir.

‘Kim Allah’a kâmil iman ederse, her şeyden emin olur.’  Çünkü kendisinde kâmil iman hası olan kimsede kâmil tevekkül de hasıl olur. Artık o, varlık âleminde Allah’tan başka veren, men eden, imtihana çeken, fayda sağlayan, boyun eğdiren, yücelten bir varlık görmez. Sadece tek olan, bütün güzel isimlerin sahibi olan, âlemlerin Rabbi Allah vardır. Allah’ı böyle güzel bilince artık yalnız O’ndan korkar ve yalnız O’ndan ümit eder. 

‘Kim Allah’a teslim olursa, artık O’na isyan etmez. Eğer ki bir isyana düşerse hemen özür diler ve özrü de kabul olunur.’ Çünkü gerçek teslimiyetle teslim olan kimse artık tamamıyla kendini Allah’a adamış ve O’na itaat yolunda boyun eğmiştir. Artık O’na isyan etmez. Çünkü isyan, taat yolunda boyun eğmeye zıttır. Eğer şeytan o kimseyle uğraşıp onu isyana düşürürse, hemen Mevlâsından halis bir tevbe ile bağışlanmayı diler, O’na yönelir. Kerîm olan Mevlâ da fazl u keremi ile özrünü kabul eder.”

Ey ihsan ve ikram sahibi, ezelî ilim ile her şeyi bilen yüce Allah’ım! Nebiyyü’l Kerîm olan Rasûlullah Muhammed’e (s.a.v.) salât ve selâm eyle. Bizlere de elbiselerimizi temiz tutmayı nasip eyle! Rahmetin ile bizleri bağışla, ey merhametlilerin en merhametlisi! Amin.

Kaynak:
– Abdullah b. Esad el-Yâfiî el-Yemenî, Ravdu’r Reyâhîn fî Hikâyâti’s Salihîn- İlk Harf Yayınevi, 2014
¹Müddessir Sûresi / 4. Ayet